Kurtuluş Savaşı’nın En Önemli Simgesi Çanakkale
E-ikametsigorta olarak, Türkiye’de görmeniz gereken tüm şehirleri sizlere detaylı anlatmaya devam ediyoruz. İkamet için Yabancı Sağlık Sigortası’nı Online yaptırıp ikamet izni’nizi aldıktan sonra, Türkiye’de ikamet etmeye başlamanın güzelliklerini size yaşatmaya devam edeceğiz. Bu hafta Kurtuluş Savaşımızın en önemli şehirlerinden birisi olan Çanakkale şehrimizi tanıtacağız.
Çanakkale, Kurtuluş mücadelemizde kahramanlık destanı yazılan şehir tarihi olarak oldukça önemli bir yere sahiptir. Marmara ve Ege bölgesinde toprağı bulunmaktadır. Çanakkale Destanı’yla adı tüm dünyaya yayılmıştır. Şehre bağlı olan Gelibolu yarımadası her yıl 18 Mart Çanakkale Zaferi’nde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bu tarih dışında her mevsim ziyaretçi çeken şehir özellikle yaz aylarında daha popüler bir hale gelmektedir.
Bu şehrin tarihini anlamak için ilk durak Çanakkale Şehitliği ve Şehitler Anıtı’dır. Çanakkale Şehitliği ve Şehitler Anıtı 1960 yılında açılmıştır. 1915 yılında hayatını kaybeden Mehmetçikler adına burası yapılmıştır. Gelibolu Yarımadası Milli Parkı içinde bulunan yer en çok ziyaretçi çeken yerdir. Çanakkale Boğazı’nın ucunda, Morto Koyu-Hisarlık Tepe üzerinde yer alan Şehitler Anıtı, Feridun Kip, İsmail Utkular ve Doğan Erginbaş tarafından tasarlanmıştır. Dört ayak ve bir kubbeden oluşan 41,7 metre yüksekliğindedir. Devasa yapı Şehitler Anıtı’nın yanında ayrıca; Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı, Türk Bahçesi, Mehmetçik Anıtı, Meçhul Asker Kabri, Yaralı Asker Anıtı ve Türk Şehitliği yer almaktadır.
Tarihin en kanlı savaşlarından birine sahne olan şehirde 213.882’den fazla şehidin olduğu bilinmektedir. Anıtın denize bakan ayaklarında deniz savaşları; karaya bakan ayaklarında ise karada verilen mücadele yazılı bir şekilde anlatılmaktadır. Tavanında mozaikle işlenmiş bir Türk bayrağı yer almaktadır. Şeref Holü’nde ise Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitlerine ithafen yazdığı şiirinden bir dörtlüğün yer aldığı lahit taşı bulunmaktadır. Şehitliğin giriş kapısının hemen sağında Mustafa Kemal tarafından 1934 yılında yabancı askerlere hitaben yazılan ünlü sözleri yer almaktadır. Bu şanlı yeri görmeden dönmemenizi tavsiye ediyoruz.
Çanakkale’nin tarihi yerleri deyince akla Aynalı Çarşı gelir. 1890 yılında inşa edilen Aynalı Çarşı, Çanakkale Savaşları sırasında büyük hasar almıştır. Çok ünlü olan çarşı türkülere de konu olmuştur. Hasar gören çarşı 1960 yılında yeniden restore edilmiştir. Çarşı Osmanlı Dönemi 2. Abdülhamit zamanında Mısır Çarşı’sının minyatürü olarak tasarlanmıştır. Çarşı kırmızı taştan yapılmış, kemerli kapısı ve kabartma çiçek desenleriyle süslü kilit taşıyla dikkat çekicidir. Giriş kapısı üzerinde ”Adaletliliği ile tanınan Sultan Gazi II. Abdülhamid Hazretleri’nin lütuf ve sahip çıkmalarıyla, kendine bağlı Musevi uyruğundan, İlyo Halyo kullarının çabalarıyla yaptırılmış ve gönülde yer tutan çarşıdır.” yazılı bir kitabe bulunmaktadır. 130 yıllık bir geçmişe sahip olan ve şehrin simgelerinden olan çarşı görülmeye değer yerlerdendir.
Şehrin simgesi haline gelmiş, merkezde bulunan 1897 yılında inşa edilmiş Saat Kulesi’ne de uğramadan gitmeyin. Özellikle akşam saatlerinde muhteşem bir görüntüye sahip olan kuleyi fotoğraflamak oldukça keyifli olacaktır.
Yine savaş dönemini simgeleyen yerlerden birisi olan Seyit Onbaşı Anıtı’da en sık ziyaretçi alan yerlerdendir. Seyit Onbaşı, Çanakkale Savaşı sırasında 275 kilogramlık top mermisini tek başına kaldırmasıyla ünlenmiştir. Bu top mermisiyle savaşın seyrini değiştiren ve Türklerin aleyhine çeviren Seyit Onbaşı, tek başına kaldırdığı mermiyi topa sürmesiyle zırhlılardan birini batırmıştır. Buradayken 57. Piyade Alayı Şehitliği’ne de uğrayın. Ve Mustafa Kemal’in taarruz emrini verdiği yer olarak Çanakkale Savaşı’nın en önemli anlarına tanıklık eden Conkbayır’da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasındadır.
Ve meşhur Truva Atı’da bu il sınırları içerisinde ziyaretçilerini bekliyor. Yunun mitolojisinde ve Homeros’un destanında adı geçen meşhur Truva Atı, Troya (Truva) Savaşı’nın son bulması için Odysseus’un dahice bir planı sonrası ortaya çıkmıştır. Truva Atı’nın efsanesi ise, Yunan mitolojisinde geçen İthaka (Akhalılar) kralı olarak bilinen Odysseus’un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı bir at maketidir. Kesin zekası ile ünlü olan Odysseus, Troya ile Akhalılar arasında 10 yıldır süregelen savaşı bitirmek ve Troya’yı ele geçirmek üzere, at maketini Troyalılara hediye eder ve savaştan çekiliyormuş gibi görünür. Planına göre Akhalıların üst düzey komutanları ve Odysseus Truva Atı’nın içine gizlenecekler ve vakti geldiğinde çıkıp şehri ele geçireceklerdir. Bu meşhur savaşın Çanakkale sınırları içerisinde geçtiğine inanıldığı için 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından atın bir kopyası yaptırıldı. Fakat geçen yıllarda çok fazla tahrip olan atın yerini, Truva efsanesini filme çeken Hollywood ekibi tarafından orijinaline çok benzeyen atı Çanakkale’ye hediye etmesiyle günümüzdeki Truva Atı alır.
Meşhur efsanenin Antik Kenti’de görülmeye değer yerler arasındadır. Truva Antik Kenti, diğer adıyla Troya, Homeros’un İlyada destanında bahsi geçen Troya Savaşı’na sahne olan tarihi şehirdir. 1998 yılından itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Truva Antik Kenti’nin tarihi M.Ö. 3 binli yıllara kadar dayanır. Burada yer alan Çanakkale’nin en önemli çağdaş arkeoloji müzelerinden biri olan Troya Müzesi’ni de ziyaret etmenizi şiddetle öneririz. Şehirde yer alan diğer müzeler ise şöyledir:
- Çanakkale Kent Müzesi ve Arşivi
- Çanakkale Seramik Müzesi
- Rhapsodos Mozaik
- Çanakkale Deniz Müzesi
- 1915 Seddülbahir Savaş Malzemeleri Müzesi
Doyasıya bir tarih gezisi yaşatan şehir yaz aylarında tatil beldeleriyle de gözde yerlerden birisidir. En baş sırada Asos hem tatil beldesi hem de antik kent olma özelliğiyle her yıl oldukça fazla ziyaretçi çekmektedir. Assos’un kuruluşu M.Ö. 900’lü yıllara denk gelmektedir. Şehirdeki en önemli yapı Athena Tapınağı ve antik amfi tiyatro alanıdır. Tertemiz doğası ve masmavi deniziyle de yaz mevsimlerinin vazgeçilmez yerlerindendir.
Bozcaada ve Gökçeada ise ayrı iki incidir. Bu iki şirin yer için sayfalarca yazılar yazılabilir. Bozcaada aynı zamanda Türkiye’nin üçüncü büyük adası olma özelliğini taşır. Ve şüphesiz ismi her yere yayılmış olan şaraplarıyla ünlüdür. Gökçeada ise Saroz Körfezi’nin girişinde yer alır. 91 km kıyı şeridine sahiptir. Tatil için sessiz ve huzurlu bir yer arıyorum diyenlerin merkezidir. Plajlardan, parklara, köylerden, koylara kadar birçok turizm noktasına sahip olan Gökçeada’da; Marmaros Şelalesi, Rum Köyleri, Aydıncık Plajı, Yıldız Koyu, Gökçeada Sualtı Milli Parkı, Laz Koyu, Gökçeada Tuz Gölü, Peynir Kayalıkları, Kuzulimanı ve Tepeköy Çınaraltı’nı mutlaka görmelisiniz. Küçükkuyu ve Adatepe’de tatil yeri olarak tercih edilen yerler arasındadır.
Birden fazla plaj seçeneği olan şehirde gönlünüzce denize girebileceğiniz gibi görülmeye değer koyları da mevcuttur. Bu koylar şunlardır:
- Gizli Liman Koyu (Gökçeada)
- Karabiga Kocakum Koyu (Biga)
- Taşkapı Koyu (Ezine)
- Akvaryum Koyu (Bozcaada)
- Kadırga Koyu (Asos)
- Büyük Kemikli Burnu (Eceabat)
- Kömür Limanı (Gelibolu)
Bu zengin şehri biz anlatmakla bitiremeyiz. Siz gezmeye başlayın deriz. Deneyimlerinizi bizlerle paylaşırsanız da mutlu oluruz. İkamet İçin Yabancı Sağlık Sigorta’nız ya da ikamet izinleri hakkında herhangi bir soru işaretiniz olursa da ücretsiz danışman ekibimizden yardım alabilirsiniz.
Sağlıklı ve keyifli günler dileriz.
E-İkamet Sigorta Ekibi
Önemli Uyarı:Tüm ikamet başvuru işlemlerinizi devletin resmi sitesi olan https://e-ikamet.goc.gov.tr/ sitesinden yapınız ve kesinlikle farklı aracılar veya kişilerle bilgilerinizi paylaşmayınız..
